YİTİK KELİMEYİM / Ülkü DURAN BULUT
Kimim ben biliyor musunuz? Halkın dilinde destan, söz meclislerinin vazgeçilmez kahramanıyım. Ozanların yüreğinde taht kurmuşum, saz ile sözün birleştiği; aşk ile bedenin buluştuğu yerdeyim. Yıllar önce beni bıraktığınız o yerde beklemekteyim. İçimde ümitler, acılar ve sevgiler biriktirmekte, yeniden dostluğunuzu kazanmanın hayaliyle sessiz bir bekleyiş içindeyim. Ne zaman ve nerede unuttuğunuzu bilmezsiniz. Hatırlatayım o halde. Issız bir dağın zirvesinde, adını bilmediğim bir yabancının beni kaybettiği o köhne yerdeyim. Âşıkların gönül sazının tellerinde gizliyim.
Tozlu rafların arasında parlatılmayı beklemekteyim. Köklerimi dalımdan ayırdığınız yerde, lime limeyim. Biçare bakışlarımda özlemler beslemekteyim. Derdimin dermanı, kanayan yaramın ilacı yok bende. Unutulan bir zamanın çerçevesinden yabancı bir dünyayı izlemekteyim. Kilitlediğiniz yerden çıkarın beni. Paslandı kelepçelerim.
Siz kimsiniz? Tanımıyorum ben sizi, kuşaklar geçti üzerimizden, asırlara dayanamadı sevgimiz. Yaşamak ve yaşatmak istedim yalnızca. Kapılarınızı kapattınız üzerime. Şimdi nerede miyim? Burada, tam karşınızdayım. Anlatmak kolay değil kendimi. Savaşlar, göçler ve tarihler geçti üzerimden. Öyle çok değiştim ki anlamak zor olacak sizin için. Adım “Pirüpak” benim. Tozlu rafların arasında keşfedilmeyi beklemekteyim. Son sözü söyleyip, sayfalarımı kapattığınız o yerde avare avare gezmekteyim. Yavuz Sultan Selim’in:
Şîrler pençe-i kahrımda olurken lerzan
Beni bir gözleri âhuya zebûn etti felek
beyitinde geçen “Lerzan” kelimesiyim. Hatırladınız mı beni? Tanışmadan yollarınızı ayırdığınız “Yitik Kelimelerim”.
Yaşamak ve yaşatmak tek dileğim. Hisler dünyasının vazgeçilmeziyim. Yollarınızı gözlemekteyim. Yeniden doğsun güneşim, aydınlatayım karanlık dimağları. Kör düşüncelerin elinde fener, lâl olmuş dillere yoldaş olayım.
Bana dokunabilmeyi başardığınız her yerdeyim. Can bulmak isteyen yitik bir kelimeyim. Konuşun benimle. Soğuk raflardan alın beni. Unutmak üzereyim kimliğimi, anlatmak zor olacak bundan sonra derdimi. Dokunabildiğiniz her yürekteyim. Uzaktan bir ney sesi yankılandı kulağıma, sesimi duydu biri, duydu galiba, tanıdık mısralar kulaklarımda:
Göz gördü, gönül sevdi seni ey yüz-ü mâhım,
Kurbanın olam var mı bunda benim günâhım?
Nahifi’nin beyitindeki kaybeden âşığın ta kendisiyim. Bakın ne demiş Fuzuli:
Ne yanar kimse bana ateş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı
İzin verin, baharda esen hafif ve hoş rüzgâr olup geleyim, bâd-ı sabâdan selam getireyim.
Sayfalar dolusu anlatsam da tanıtsam da kendimi nafile. Siz hep başka arayışlar peşinde, bense parlatılmayı beklemekte. Çalıyorum kapınızı duymak istemeseniz de. Bir de küçük bir not bıraktım yüreğinize, olur ya belki okursunuz diye.
Ülkü DURAN BULUT