BİR GARİP SEYYAHIM / Recep ŞEN
yaşlandıkça çekemez oldu yollar kahrımı
hasretle beni bekler oysa sırlı şehirler
beni bekler tarihi arastanın çaycısı
ince belli bardakta buğulanan muhabbet
lavanta kokuları macunlar baharatlar
tezgâhta zikre durmuş kehribardan tespihler
beni bekler köşede hüzünlü begonyalar
taş kemerlere sinen asırlık hikâyeler
güneşi kıskandırır yüzündeki sıcaklık
rahmet-i rahman yansır devirler ötesinden
bilirim beni bekler şiirlere renk olmuş
kitaplarda yaşayan erdem yurdu şehirler
bir zamana düştük ki zamanın ruhu yitti
öğütülmüş anılar ambarı şimdi toprak
bahçesinde huzurla çocukları gözleyen
cumbalı konakların pencereleri nemli
aynanın kıyısına ilişen fotoğrafta
puslu bir hatıradır dünden geriye kalan
apartmanların soğuk duvarlarına çarpar
içimden göğe doğru ağan hayal kuşları
düşler ah yitik düşler cam fanuslarda mahpus
çığlığını fısıldar kulağıma rüzgârlar
kurnasından gözyaşı süzülen çeşmelerin
yüreğimi kanatır çiçeklerin sancısı
kim bulacak postada kayıp kartpostalları
ben bu kanepelerde miskin gibi oturup
ömrünü tüketecek adam değilim beyim
alıp kaçırsın beni trenler otobüsler
seherde çağıl çağıl şiir akan ırmaklar
şehirler yapayalnız kalmasın meydanlarda
direnirken modernlik kandırmacalarına
RECEP ŞEN