UNUTMAK TUTKULU BİR HATIRLAMAKTIR / Hüseyin ÇOLAK
İnsanı kışta tanımalı
Çiçeği ilkbaharda
Yarım kalmış şiirler üşür diye
Sen bütün kalemlerini yaktın
Kaç aşkın göçüne tanıktır kalbin
Bir adın da susuzluktu senin
Sen sesini suya bıraktın
Geçtin dünyaya dokunmadan
Dili geçmiş zamandı gülüşün
Kuş sesinden minarelerin kırıldığı yerde
Kaç kalbin kederinden öptün
Bütün sokak kedileri tanırdı seni
Büyüttün kalbini ev yaptın evsizlere
Gölgeyken yürürdün kaldırımlarda
Bir narda kalbini arayan bahara inat
Suskunluğun en büyük tenhalıktı
Bakmadığın yön sınanmanın ablukasında
Yürürken duru bir ırmak gibi akardın
Müsekkin muadili gözlerine bakardı martılar da
Göğsünden bir güvercin kanatlanınca
Sönmemiş bir yanardağla kucaklaşırdın
Hangi dilde ağlar çocuklar şimdi?
Unutmak tutkulu bir hatırlamaksa
Yağmuru zamansız sağılmış bulutlar gibi
Akşam, karanlığı tuhaf bir telaşla okşuyorsa
Çift kişilik bir ömrün son hecesinde
Alnım ulanırdı adına nûn harfi gibi
Gittin tunçtan sırlar bırakıp heybemde
Şimdi hangi dülger onarır harabeleri
Göçmen bir gül tutuklu can kafesinde
Rengi senin rengin olan kuşlar da gitti
Hüseyin ÇOLAK