DENEMELER
DENEMELER
avatar
20 Şubat, 2022
612 gösterim

BİR SEVDADIR OKUMAK / HAYRETTİN DURMUŞ

Yüreklerimiz bombalanıyor her gün… İnsanlar sıcak savaş dönemlerinde düşen bombaları görürler de, soğuk savaş dönemlerinde başımıza yağan bombaların genellikle farkında olmazlar. Her gün binlerce söz, resim, melodi ve filmle beynimiz bombardımana uğrar. Bunların hangisi faydalı, hangisi zararlı, nasıl ayırt edeceğiz? Elimizdeki ölçü ne olacak? Adam sarrafı olmak için elimizde bir mihenk taşı olmayacak mı?

Kutsal kitabının ilk emri “Oku!” olan bir toplumun; bugün, onu okumaya teşvik eden, şahsiyetini ve yapısını geri kazanma hususunda okumanın önemini ona açıklayacak kimselere ihtiyaç duyması ne acıdır.

Okumak nefislerimizi inkılâba uğratmaktır. Okumak hayat anlayışınıza her gün yeni bir renk eklemektir. Okumak tazelenmektir, olgunlaşmaktır. Okumak sorgulamaktır. Önümüze yığılan bilgilerin, efsanelerin, kabullerin ve dayatmaların sınanması, gönlümüzdeki gizli putların kırılması demektir. Okumak uyanıştır, diriliştir. Kısacası bir sevdadır okumak.

Cemil MERİÇ “…Uğrunda kaç gün aç kaldın? Hangi zillete katlandın? Sana yetiyor mu bu kitap? Bütün canlı hayaletlerden uzak onunla bir mağarada yaşayabilir misin? O kitap senin değil dostum! Açmayacaksın kapağını, okumayacaksın. Okusan da seninle konuşmaz. Hafızan kitap kapakları ve fihristlerle dolu. İsimler, isimler… Sonra boşluk. Sen kitabı cildine, insanı kürküne, postuna göre değerlendirecek kadar çocuksun.”1 derken ne kadar haklı.

Kitap; “susturduğunuz zaman sessiz, konuşturduğunuz zaman konuşan, meşguliyetiniz varken sohbete başlamayan, çalışma zamanında sizi rahatsız ermeyen, kendisi için giyinip süslenme ve utanıp sıkılma zahmeti gerektirmeyen bir gece misafiri, yüzünüze karşı dalkavukluk etmeyen bir arkadaş, azdırıp saptırmayan bir dost, bıktırıp usandırmayan, münafıklık yapmayan ve size karşı yalan söyleyip dolap çevirmeyen bir yoldaştır.”2

KUR’AN’IN OKUMAYA BAKIŞI

Okumak konusunu irdelerken zihnimize ilk gelen soru şu: Kur’an’ın ve Hz. Peygamberin okumaya bakışı ne?

Kur’an-ı Kerim; bitmeyen, çok tekrarla eskimeyen, bağışları tükenmeyen, ışığı hiç sönmeyen, her daim taze bir kitaptır. Bu kutlu kitabın soylu ışıkları Nur dağından, Hira mağarasından parlamaya başlarken inen ilk ayetler şöyledir:

“Oku! Yaratan rabbi’nin adıyla oku! O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku! İnsana bilmediğini belleten, kalemle yazı yazmayı öğreten Rabbin sonsuz kerem sahibidir. Sakın okumazlık etme! Çünkü insan muhakkak azar.”3

İlk emrin “Oku!” olması dikkât çekici değil mi? Evvela “okuyun” diyor bizim dinimiz. Allah’tan en çok âlim kullarının korktuğunu bize Rabbimiz bildiriyor. “Oku” emriyle insanlığa sunulan bu dini, geri kalmışlığımıza sebep olarak görmek, yaftalamak kimin haddine? Görünen manzara ne olursa olsun, dünya Müslümanları hem kendilerini hem de insanlığı cehalet bataklığından okuyarak kurtaracaklardır.

Önce okumayı emreden sonra da “kalemle yazı yazmayı öğreten” şanı yüce Mevla’mızın emirlerinin gerçek hikmetini ancak kendisi bilir. Bizim anladığımız şu ki ciddi yazılar yazabilmek için önce çok iyi bir okuyucu olmamız gerekmektedir. Okumayan, sağlam kaynaklardan beslenmeyen kimselerin kalem oynatmaları kolay olmaz. Kalem ile yazı yazmak Allah’ın bizlere bir ikramıdır.

PEYGAMBERİMİZİN OKUMAYA VERDİĞİ ÖNEM

Hz. Peygamber buyuruyor ki:

“İlim amelin önündedir; amel ilme tabidir.”4

Bedir zaferinden sonra esirlikten kurtulmak için 4000 dirhem gümüş parayı ödeyemeyenlere Hz. Peygamberin yaptığı uygulamayı bir hatırlayalım:

Her Mekkeli esir, Medine’deki Müslüman’ların çocuklarından on kişiye okuma yazma öğretmek suretiyle serbest kalmıştı. Yani hürriyetlerinin bedelini okuma yazma öğreterek kazanmışlardı.

Savaş sonrasında bile çocukların okuma yazma öğrenmelerini (öğretenler müşrik olduğu halde) sağlayan bir peygamberin ümmetine çocuklarını okutmamak, cahil bırakmak yakışır mı?

Hz. Peygamberin insanlığa sunduğu hazineleri kültür hayatımızdan çekip alsak acaba geriye ne kalır? Bu soru üzerinde biraz düşünelim…

KENDİNİ VE KÂİNAT KİTABINI OKUYABİLMEK

Atalar “En büyük âlem senin içinde gizlidir” demişlerdir.

W. Channing diyor ki: “Okumasını bilirsen her insanın bir kitap olduğunu göreceksin.” Bu gerçeğin idrakinde olan Cemil Meriç de “Her kitapta kendimizi okuruz” diyerek aynı hususa çeker dikkâtimizi.

“Kesin olarak insanlar için yeryüzünde ayetler vardır. Kendi nefisleriniz de öyle. Görmüyor musunuz?”5

 “İnsan nasıl yaratıldığına bakmıyor mu?” ihtarına ne zaman kulak vereceğiz?

Meşhur tefsir âlimlerimizden Elmalılı M. Hamdi Yazır “Kitabın kitap olması için bilfiil yazılmış olması şart olmadığı gibi okumak için de yazı mutlaka şart değildir” der.6

Şimdi gel de “A benim bahtı yârim/ Gönlümün tahtı yârim/ Yüzünde göz izi var/ Sana kim baktı yârim” manimizi hatırlama. Demek ki okuyabilirsen yüzlerdeki göz izi de okunabiliyormuş…

Okumamanın bu yönünü ihmal edersek Cemil Meriç’in “Kendi üzerinde düşünmekten vazgeçen toplumlarda kültür bir tortu, bir teferruattan ibarettir.”7 kanaati gerçek olur Allah korusun.

Sözün kaynağı neresi? Konuştuğumuz bunca sözü, yazdığımız bunca kelimeyi bize kim veriyor? Nerden geliyor bu sözler? Biz susalım, Yunus Emre’miz versin cevabı:

“Ey sözlerin aslın bilen, gel de bu söz kandan gelir?

Söz aslını anlamayan sanır bu söz benden gelir.

Söz karadan aktan değil, yazıp okumaktan değil

Bu yürüyen halktan değil, Hâlık avazından gelir.”

Zaten Yunus’a ne okuyalım diye soracak olursanız:

“Okuna Kur’an u Yasin, kulak urup dinleyesin

Dağca günahlar yuyasın, tanla seher vaktinde dur.

Okuna hadis ü kelâm, diyeler aleyhisselam,

Âşık isen belli bilem, tanla seher vaktinde dur.” diye cevap verir size. “Ben çok kitap okuyorum” diye böbürlenmeye kalkışırsanız yine Türkmen kocası Yunus Emre çıkar karşınıza ve “Ey çok kitap okuyan sen kim tutarsın bana dak / Sırrı ayan ister isen gel aşktan oku bir sebak.” diyerek aklınızı başınıza getirir.

Yüceler Yücesi, hiç birimizi bir Orta Anadolu türküsünde söylendiği gibi “Hem okudum hem de yazdım / yalan dünya senden bezdim…” diyenlerden eylemesin.

HAYRETTİN DURMUŞ

----------

1.Cemil MERİÇ. Jurnal 1 s.290-291 İletişim Yayınları

2. El Cahiz. Kitap Okuma Şuuru. Selim Çoraklı, Marifet yayınları. s.41

3. Kur’an 96/1-6 (Alâk Sûresi)

4. Rasulullah’ın Davet metodu. Prof. Dr. Ahmet Önkal. Esra yayınları, s.113

5. Kur’an 51/20-21 (Zâriyât Sûresi.)

6. Hak Dini Kur’an Dili. C:8 S: 5949

7. Cemil Meriç. Bu Ülke. s.297