DENEMELER
DENEMELER
avatar
30 Nisan, 2022
953 gösterim

METROPOLÜ TEMİZLEME MESAİSİNDEN NOTLAR / Ahmet KAFKAS

Küllenmiş bir acının iç acılar eşiğinden yazıyorum sana,

Delirmekle hemhal olmuş sokak gezgini bir yalnızlıkla soruyorum sorularımı,

Zor dedikleri, yaşanılan her şeyin zorlaştırıldığı metropollerin arka sokaklarını dolanıyorum,

Hangi dert olsa çevresinden aşayım derken tam içine düştüğüm yerde buluyorum kendimi,

Düştüğüm kuyudan Yusufça çıkmak istiyorum,

Yüzü çiçek bahçesinden güzel nadide biri beni çıkarmıştı o kör kuyudan,

Kendi kuyumda yusufçuklar uçuşuyorken, kapkaranlıkken üstelik,

Bunu biliyorum,

 

Kararmış bedenleriyle toprağı biraz daha eşeleme telaşındaki kara böceklere kapılıyorum,

Bakakalıyorum, başkalaşmadan her gün ve mütemadiyen aynı işi yapan bu telâşe memurlarına,

Ellerinde dosyalarla günü mesaiye yetiştirmek ve ardından koltuk altına sıkıştırılmış ekmekle evine gitmek üzere yola çıkanlara bakakalıyorum,

Yüzünde mütebessim bir ifadeyle onlar da bana bakakalıyor,

Bakışıp kalıyoruz bir süre, gözlerimizi ve onların mütebessim benim şaşkın yüzlerimizi ayırmadan,

Sonra sokaklara dönüyorum, metropollerin henüz ışıktan muaf kalmış kirli arka sokaklarına,

Onlarsa koltuk altlarına sıkıştırdıkları ekmekle evlerine…

 

Sabahı zor ediyorum, her serin gecenin sabahını aradığım o tenha sokaklarda,

Bir iki kartona yaslıyorum bedenimi, günlerdir hep yaptığım gibi,

Hiç ayırmadığım kaldırımın köşesinden gözlerimi alamıyorum,

Biri beni mıhlanmış gözlerden kurtarsın, mütemadiyen o ayak seslerini bekliyorum,

Lüks otomobillerin tekerlerinden sıçrayan kâh tozları kâh yağmur sularını yüzümde hissediyorum,

Biri beni sırtımı dayadığım bu serin duvarlardan kurtarsın; serin kaldırımlardan, pencere önü çiçeklerinin serencamından…

Sesim olsun, sözüm olsun, ellerimden kayıp giden umudum bulunsun istiyorum,

 

Kaldırımlarda çiçek açmıyor,

Baharın geldiğini belediye işçilerinin özenle dizdiği kaldırım taşlarından anlamıyorum,

Saatleri öğrenmek mümkün değil köprü altlarından,

Günümü güneşin doğuşuna ve batışına göre ayarlamak istiyorum,

Kaldırılsın beton bloklar, betonlaşmış kalpler,

Çiçek bahçesi yapılsın her yere; rengârenk, çeşit çeşit çiçekleri izleyeyim istiyorum,

Sûfi bir müzik çalsın; kuşlar eşlik etsin tambura, kabak kemaneye, neye, meye, akla gelen her güzel ezgiye…

Sığırcıkların gösterisi olsun güzün serin havasına karşı göğsünü gere gere,

Durup bir çocuk sevinciyle göğe bakalım istiyorum.

 

Oysa kuşlar metropollerde cami kubbelerine sığınır,

Camiler serin değildir, bunu gerçekten biliyorum,

Kuşlar da biliyor, baharı bekleyen begonviller de …

Tambur, kemane, ney, mey ve her güzel ezgi de biliyor,

Sardunyalar da biliyor denize komşu balkonlarda açmayı,

Balkonlar bilmiyor, insana huzur veren sardunyaların iç çekiş saatlerini,

Saatleri ayarlamak gerekiyor baharın gelişine,

Sabahın alacakaranlıktan hemen sonra gelişine,

Gün ortasında çiçeğin yeşiline, akşamüstü aniden bastıran kırkikindiye,

Bunu da biliyorum,

Metropoller ve betona hapsedilmiş kişiler bilsin istiyorum,

Bilmiyorlar,

Sen de onlar gibi bilmiyorsun!

AHMET KAFKAS