HATEM-İ LİSAN NAŞİDELERİ / Hakan İLHAN
Dünyanın zembereği, kurulmuştu ezelden
Gönül kurmak yek gaye, önce anla ecelden
Hakikat deryasında yıkanalım evvelden
Peymâne aşk dolusu, arzımda Yunus benim
Hatem-i lisanımdır, özümde Yunus benim
Hây’dan geldik Hû’yadır, gerçek dehrin kanunu
Efsunlu bir yalandır, köhne nefsin oyunu
Cesedi uzun yaşar, insan kabir meskûnu
Titreşir zerrecikler tozumda Yunus benim
Hatem-i lisanımdır, özümde Yunus benim
Bir kelâm bin manadır, yıkanır hakikatte
Bahar gibi bezenir, iştahlanır hilkatte
Aslolan gönül kurmak, bu yegâne maksatta
Görklü birer nakıştır, sözümde Yunus benim
Hatem-i lisanımdır, özümde Yunus benim
Gönlü tarumar edip var mı hiç galip olan
Dünya cefa yeridir, neylesin garip olan
Hâmiye meyleder mi, zahide erbap olan
Menzili Hakk’tan da Hakk, gözümde Yunus benim
Hatem-i lisanımdır, özümde Yunus benim
Kalpte mâna alemi, kutlu gönlün revânı
Bâtinî ummanlarda izhar olur ayânı
Âdem; beri zâhirden, aşktır bunun mizanı
Mestane bir gevherdir, gizimde Yunus benim
Hatem-i lisanımdır, özümde Yunus benim
Sözü kâvi olanın, düşer mi şanı yere
Mecnun gibi nûş edip yegâne nazlı yare
Hakk’ın ehli meftundur, mübtelâ ah u zara
Belenmiş nağmelerdir, sazımda Yunus benim
Hatem-i lisanımdır özümde Yunus benim
“Zâikatü’l mevt” el hak, herkesin biter çağı
Fenâfillah aşk ehli, ebedidir çerağı
Kudret kalemi ile örülmüş kader ağı
Derûnuma mihmandır, közümde Yunus benim
Hatem-i lisanımdır, özümde Yunus benim
Hakan İLHAN