SOM ALTINDAN HÜLYALAR / Mahmut TOPBAŞLI
Sinemin yaylasında yaslanır başım dağa
Dilimden anlayacak pınarları tanırım
Fırlatıp attım bir bir kaygıları uzağa
Sabırla beklemezsem kendimden utanırım
Sinemin yaylasında yaslanır başım dağa
Saf gümüşten kanatlı güvercinler uçuşur
Bir girdapta dönerek sevinçlerin ardında
Ebedî sükûtumun nağmeleri tutuşur
Takılıp ellerime yıldızların yurdunda
Saf gümüşten kanatlı güvercinler uçuşur
Som altın başaklarla süslüdür rüyalarım
İlham perilerimle kanat açtım öteye
Kaç dağın arkasından toplandı hülyalarım
Hercai duygularla kavuşsam diye diye
Som altın başaklarla süslüdür rüyalarım
Her gece başka visal açılır perde perde
Her sevincin ardında dizili bin âh ü zar
Gönlüme tuğyan olan vakitsiz cemrelerde
En garip şarkılarla bıçaklanır yıldızlar
Her gece başka visal açılır perde perde
Sürdüm hep huzur yüklü kervanların izini
Erguvan bakışlarla soylu bir ahenk üzre
Sevdim yalnızlığımı duran saatler gibi
Sabrın doruklarında kalan bir mihenk üzre
Sürdüm hep huzur yüklü kervanların izini
Aklımın harmanını hatıralar savurur
Düşer yanaklarıma bozkırdan damlayan yaş
Payıma düşen sevda yüreğimi kavurur
Kırk baharın ardından biter gönlümde savaş
Aklımın harmanını hatıralar savurur
Özge yalnızlığımı yaşarken bir kez daha
Geçtim koca deryayı sevgimle uyutarak
Emanet rüyalardan uyanıp bir sabaha
Derledim baharları rahmet gibi yutarak
Özge yalnızlığımı yaşarken bir kez daha
Kaybolmuş bir ülkenin soluk haritasında
En eski hayallerle parıldayan mânâlar
Ellerim kavrulurken zümrüt kış ortasında
En solgun umutların yeşerme emeli var
Kaybolmuş bir ülkenin soluk haritasında
Mahmut TOPBAŞLI